“Zedelenmiş bir diz iyileştirilebilir, fakat zedelenmiş cesaretin etkileri bir ömür boyu sürer.”
Jane Nelson
Her çocuğun korkuları vardır ve özellikle belli yaş dönemlerinde bu korkular daha da yoğunlaşır. Çocuğun etrafındaki yetişkinlerin, çocukların korkularına karşı gösterdikleri tutum, korkunun azalması ve çoğalması üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Yaşa bağlı yaşanan korkular ve diğer korku durumlarında çocuğun korku yaşama nedenleri bazen haklı gerekçelere bağlı olabilir ama bu korkular genellikle bilinmeyen durumlar, zihinde kurulan hayaller ve hayalin görünmeyen varlıklara karşı duyulan korkular olarak gerçekleşir. Diğer durumlarda olduğu gibi çocukların yaşadığı korku durumlarını anne babaların ve eğitimcilerin dikkatle gözlemleyerek bu anlarda bilinçli davranmaları gerekmektedir. Çünkü bazen sanki küçükmüş gibi görünen bir korku durumunun temelinde çocuğun yaşadığı taciz vs. gibi durumlar yer alabilir. Çocukların korkularını önemsememek, onlarla alay etmek veya onları yok saymak çoğu zaman işleri daha da zor bir hale dönüştürebilir. Yanlış anne baba veya eğitimci tutumları, korku yaşayan çocuklarda güvensizliğe ve daha patolojik durumlara neden olabilir.
Yaş dönemlerine göre çocukların yaşadığı korkular :
3-8 yaş dönemi korkuları: Çocuğun kendi güvenliği ve anne babanın güvenliği ile ilgili konular.
7-9 yaş dönemi korkuları: Karanlık, hayvanlar, ölüm, fırtınalar ve anne babadan ayrılma vs.
11-15 arası gençlerin korkuları: Sevdiklerini kaybetme , ölüm,yalnızlık vs…
Özellikle 7-9 yaş arası çocuklarla yapılan grup etkinliklerinde çocukların çoğunun ifadelerinin bir TV veya sinema senaryosundan çok da farklı olmadığı görülmüştür. İşte bu senaryolardan bazıları:
Çocukların yaşadığı korku durumu geçici bir durum olduğunda;
Küçük yaşlarda yaşanan korkuların bazıları zamanla yok olur. Fakat özellikle kendine güven bakımından sıkıntıları olan çocukların korkuları da onlarla birlikte ergenlik dönemine taşınabilir. Çocuk yaşıyla gelen büyümede giderek kendini başkalarıyla kıyaslama sürecine girdikten sonra bu defa korkuların şekli değişmeye başlar. Örneğin,başarılı olamama ,yanlış yapma vs. Çocukların yaşadığı korkular onların yaşları büyüdükçe daha spesifik hale gelmeye başlar. Yaşın büyümesi ile çocukların medyadan etkilenme oranlarına bağlı olarak korkuları da daha gerçekçi boyutlara dönüşmeye başlar. Örneğin, kapkaçcı korkusu, kaçırılma korkusu, öldürülme korkusu vs…
Genelde her çocuk ölüm korkusunu farklı yoğunluklarda yaşar. Çocuk 8 yaşına geldiğinde ölümün diğer insanları da etkileyebilecek kadar büyük bir ayrılık olduğunun bilincindedir. Bu bilinçle birlikte çocuk anne babasının ölüm korkusunu yaşamaya başlar. Çocuk bu duygunun yoğunluğu arttıkça anne babaya sıkıntı vermeye onları bunaltmaya da başlayabilir. Biz yetişkinler ölümün yaşamın ve yaratılışın bir parçası olduğunu ne kadar çok bilsek de çocukların yaşadığı ölüm korkusu anlarında soğukkanlılığımızı kaybetmemeliyiz. Bu anlarda önemli olan çocuğun, anne babanın her zaman yanında olacağını ve onu çok sevdiğini ve güvende olduğunu hissedebilmesidir. Eğer çocuğun yaşadığı korku düzeyi hızla artıyorsa ve çocuğun kaygı düzeyi rahatlama yerine yükselme gösteriyorsa anne baba bu anlarda duruma daha ciddi ve bilinçli yaklaşmalı gerektiğinde bir uzman yardımına başvurmalıdır.
Bu durumlarda yetişkinler korku durumunu değerlendirirken şu etkenleri göz önünde bulundurmalıdır:
1.Rüyalar ,kabuslar: Çocukların görmüş oldukları rüyalar veya kabuslar sonucu korku durumunun yoğunluğu artar. Çocukluk ve ergenlik döneminde her çocuk zaman zaman kabus görür. Fakat eğer bir çocuk haftada 4 den fazla kabus görmeye başlamışsa ve devamlı aynı kabusu görüyorsa bu aşamada çocuğun yaşadığı bir kaygı bozukluğu durumu olabilir.
2.Ani korku deneyimleri: Çocuklar ani bir korku yaşamışlar ve durumdan derin bir şekilde etkilenmişse birdenbire ciddi bir korku yoğunluğu ile karşılaşabilirler. Bu durumda çocuk her an anne babanın yatağında olmak ister ve anne babayı zor durumda bırakabilir.
3.Yeni deneyimlerden kaçınma : Özellikle özgüven sıkıntısı yaşayan çocuklar yeni bir deneyim yaşamaktan çekinirler ve bu durum daha basit işlerde çekingenliğe kadar gidebilir.
4.Aynı davranışta aşırılık: Belli korkulara karşı hassasiyeti artan çocuklar bu durumla baş edebilmek için aynı davranışı tekrarlama yoluna başvurabilirler. Örneğin, mikroplarla baş edebilmek için bir saatte on kere elini yıkama gibi…Bu durumda çocuklar obsessifkompulsif denen davranış bozukluğuna neden olabilir.
5.Cinsel tacizler ve tehditler: Bu durum korkular arasında belki de en tehlikeli sonuçlara ulaşabilecek olanıdır. Çünkü gerek ülkemizde gerekse de tüm dünyada her geçen gün cinsel tacize uğrayan çocukların sayısında gözlenebilir bir artış söz konusudur.
Yukarıda sayılan bu 5 önemli durum dışında yetişkinlerin ciddi endişe yaşadığı durumlarda dikkate alınmalıdır. Bu anlarda yapılması gereken en doğru şey zaman kaybetmeden bir uzmandan yardım istenmesidir.
Örnek : “Seni şimdi ne rahatlatır? Sana nasıl yardımcı olabilirim?” çocuğunuzla birlikte çözümler üretin. Örneğin; gece lambasını mı yoksa odanın lambasını mı yakmamızı istersin?
Birlikte dua etme, evin güvenliği hakkında konuşma,derin enfes alıp verme gibi yöntemlerden çocuğunuzun seçmesini isteyebilirsiniz.
“Bazen korkuların bizi çok bunalttığı anlar olabilir ama bizler karşılaştığımız zorluklar ve korku durumları ile baş edebilme gücüne sahibiz, bu düşüncenin bize zarar vermesine izin vermeden kendi gücümüzü kullanarak bu korku ile baş edebiliriz”